Meal

Sehiv secdesi

Hüsamettin VANLIOĞLU

Yanılarak vacibin terkin­den dolayı iki secde, bir teşeh-hüd ve selam vacib olur.

Sehiv secdesi yapılmasını gerektiren durumlar tekrarla­nırsa dahi sehiv secdesi tek­rarlanmaz. Bir sehiv secdesi hepsi için geçerlidir.

Sehiv secdesi namazdaki bir yanılgıdan dolayı meydana gelen noksanlığı telafi etmek için meşru olduğundan, na­maz kılanın vacibi kasden ter-ketmesi durumunda hem gü­nahkar olur, hem de bu nok­sanı telafi etmesi için namazı i-ade etmesi vacib olur.

Bilerek vacibin terkedilmesi durumunda sehiv secdesi yapıl­maz. Ancak zayıf bir görüşe gö­re, üç şey bunun dışındadır.

1. İlk oturuşu terketmek,

2. Birinci rek’atın bir secde­sini namazın sonuna bırakmak.

3. Bir rükün (üç kere sübhanallah) söyleyebilecek zaman mik-tarınca düşünceye dalarak bir şey yapmamak.

Sehiv secdesi selamdan sonra yapmak sünnettir. En doğru görüşe göre, sehiv sec­desini sağ tarafına selam ver­meden önce yapmak tenzihen mekruhtur.

Sehiv secdesini düşüren sebepler:

1. Sabah namazının sela­mından hemen sonra güneşin doğması.

2. İkindi namazında selam vermeden hemen önce güneşin renginin kızıllaşması.

3. Selamdan sonra namazı devam ettirmeye engel; gülmek, konuşmak, yemek-içmek gibi bir durumun bulunması.

Sehiv secdesi hususunda imama uyan ve imama sonradan yetişenin hükmü:

1. İmama uyanın yaptığı yanlışlıktan dolayı sehiv sec­desi yapması gerekmez. Ancak imam bir yanlışlık yaparsa, imamla birlikte sehiv secdesi yapar.

2. İmama sonradan yeti­şen, imamla beraber sehiv sec­desi yapar. Sonra namazdan geriye kalan kısmı kılmak için ayağa kalkar.

3. İmama sonradan yeti-şen, imam selamı verdikten son-ra namazdan kavuşamadığı rek’atları kaza ederken, sehiv secdesini gerektiren birşey ya­parsa, bunun için de sehiv sec-desi yapar. Fakat lahik olan kişi (Lahik: Namaza imamla birlikte başladığı halde kendisine uyku, gaflet veya cemaatın çokluğundan dolayı bir zahmet veya abdesti bozan birşey arız olupta namazın tamamını veya bir kısmım kılmayan kişidir)kaçırdığı kısımları imam selam verdikten sonra tek başına kılarken yanılarak yaptığı bir yanlışlıktan dolayı sehiv secdesi yapmaz.

Cuma ve bayram namazlarında imam, sehiv secdesini gerektiren bir durum olduğu halde sehiv secdesi yapmaz.

Çünkü bu, cemaatin çok olması sebebiyle fitne ve karışıklığa sebep olur.

En doğru görüşe göre imam veya tek başına namaz kılan kimse, farz namazlarının ilk oturuşunu yanılarak terkedip üçüncü rek’ata kalkarken yanıldığını anlasa, tamamen doğrulmamış oturur ve bu kişiye sehiv secdesi lazım gelmez.

İmama uyan kimse ikinci rek’ata kalksa -tamamen doğrulmuş bile olsa- nafile namaz kılanın böyle bir durumda oturması gerektiği gibi oturur.

İmama uyanın oturması imama uymasının gerekliliğinden dolayıdır. Nafile namaz kılanın oturmasının gerekli oluşu ise, nafilenin her iki rek’atının bir namaz kabul edilip farz oturuşu terketme durumu olduğundandır.

4. Farz namazlarda imam veya tek başına kılan, birinci oturuşu terkedip üçüncü re­k’ata kalkması durumunda a-yakta durmaya daha yakın; ya­ni sırtı eğik olmakla beraber belden aşağısı düzelmiş bir du­rumda iken geriye dönerse se­vin secdesi yapar.

Oturması haline daha ya­kın bir durumda iken geriye dönerse sehiv secdesi yapması gerekmez.

Tamamen doğrulduktan sonra yanıldığını anlayıp geriye döner ve oturursa, namazın bozulup bozulmadığı ihtilaf­lıdır. Bu iki görüş ayrı ayrı ki­taplarda sıhhata nisbet edil­miştir. Sahih olan, namazın bozulduğudur diyenler illet olarak farz olan ayakta dur­manın farz olmayan birinci o-turuş için terkedilmesini gös­termişlerdir. Sahih olan na­mazın bozulmadığıdır diyenler ise, illet olarak bir rek’attan daha az olan şeyi namaza ilave etmenin namazı bozmayacağı esasını almışlardır.

5. İmam veya tek başına kılan son oturuşu yanılarak terkedip fazla bir rek’ata kalkarsa, o fazla rek’atı secde ile kayıtlamadıkça; yani nama­zına tam bir rek’at ilave etme­dikçe oturmaya döner ve farz olan son oturuşu tehir ettiği i-çin sehiv secdesi yapar.

6. Son oturuşu yanılarak terkedip kalktığı fazla rek’atın secdesini yapması durumunda bütün namazı nafileye döner. dilerse -ikindi namazında olsa bile beşinci rek’ata altıncı rek’atı, sabah namazında ise ü-çüncü rek’ata dördüncü rek’atı ilave eder. Sahih olan görüşe göre, bu şekilde ilave yapmanın hiçbir kerahati yoktur. Ve sehiv secdesi gerekmez. Bu kıldığı na­mazlar nafile olduğundan farz namazları yeniden kılar.

7. Son oturuşu yaptıktan (teşehhüd miktarı oturduktan) sonra selamdan önce yanılarak ayağa kalksa oturur ve teşehhüdü i-ade etmeden sela verir. Şayet o (fazladan) rek’atın secdesini ya­parsa farzı batıl olmaz. Fazla rek’ata, iki rek’atlı nafile ola­bilmesi için bir rek’at daha i-lave eder ve her iki durumda sehiv secdesi yapar.(1)

 

Kaynak: Beyan dergisi, 07-1999

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

BU KATEGORİDE DİĞER İÇERİKLER